İnsan Harici Hayvanlar Üzerindeki Tahakkümümüz ile Hesaplaşmadan İnsan Harici Doğa Üzerindeki Tahakkümümüz ile Hesaplaşabilir Miyiz?

Hayvan haklarını savunmak, insanın insan harici doğa üzerindeki tahakkümüne topyekûn karşı olmayı beraberinde getirmez. Hatta, hayvan hakları anlayışında his sahibi olmaya verilen önem, bizi hissedebilir olmayan doğanın (dolaylı olarak hissedebilir canlılara zarar verilmemesi kaydıyla) dilediğimizce muamele edip üzerinde tahakküm kurabileceğimiz bir şey diye görülmesi sonucuna götürebilir. Peki ama, insan harici hayvanlar üzerindeki tahakküm ve sömürümüz …

Kapitalizm ve Hayvan Sömürüsündeki Bireysel Sorumluluğumuz

Hayvanların kapitalizm yüzünden sömürüldüğünü söyleyerek naveganlığını meşrulaştırmaya çalışanlar gerçekten hiç az değil. Burada söz konusu olan retorik; hayvanların sömürülmesinin tek tek bireylerin eylemlerinin değil, bireyleri aşan, onlardan bağımsız bir güç olarak kapitalizmin sonucu olması sebebiyle, hayvan kullanımında bulunan tek tek bireylerin bir sorumluluğu bulunamayacağıdır. Ancak, toplumu ilgilendiren meseleler arasında sadece bireylerin eylemlerinin sonucu olarak değerlendirilebilecek, …

Kapitalizmin Alt Edilmesi Hayvanların Özgürleşmesi Anlamına Gelir Mi?

Hayvan haklarını ve özgürlüğünü savunmak, ilk olarak, hayvanların mal ve kaynak konumuna karşı çıkmakla olur. Ancak, bunu söyledikten sonra hayvanların malımız ve kaynağımız olmasına karşı çıkmanın ne anlama geldiğine de açıklamak gerekiyor. Doğrudan ve açıkça söylemeliyiz ki, hayvanların mal ve kaynak konumuna karşı çıkmak; en başta hayvancılığa karşı çıkmak demektir. Doğrudan ve açıkça söylememiz gereken …

Ne Olacak Bu Sentiyosentrizmin Hali?

Başlıkta “sentiyosentrizm” diye bir kelime geçtiği için, aşağıda temelli yabancı bir mevzudan bahsediliyormuş gibi görünebilir. Terimin “yabancılığına”, şimdiye kadar herhangi bir Türkçe metinde rastlamadığım için ben de katılıyorum. Ancak terim kulağa “yabancı” gelse de terim üzerinden tartıştığımız mevzunun o kadar da yabancısı olmadığımızı, esas itibariyle, bir yerlerde veganlara sorulduğuna denk gelmiş ya da bizzat sormuş …

Bir Mutlu Sömürü Cennetinin Hikayesi: The Promised Neverland

“Sevgi ve lezzetli yemeklerle dolu sıcacık bir ev. Açlığı, soğuğu yahut gerçeği bilmeden, tatmin içerisinde ölebilirsiniz. Mutsuzluk bunun neresinde? Ölüm bir anda gelmekte. O ana değin gülümsemelerle dolu bir hayat yaşayabilirsiniz.” The Promised Neverland isimli animede, et olarak haset edilmek üzere yetiştirildiklerini öğrenen çocuklara, çocukların o zamana değin bir kimsesiz çocuklar yurdunun bakıcısı olduğunu zannettikleri çiftlik …