Hayvanların kapitalizm yüzünden sömürüldüğünü söyleyerek naveganlığını meşrulaştırmaya çalışanlar gerçekten hiç az değil. Burada söz konusu olan retorik; hayvanların sömürülmesinin tek tek bireylerin eylemlerinin değil, bireyleri aşan, onlardan bağımsız bir güç olarak kapitalizmin sonucu olması sebebiyle, hayvan kullanımında bulunan tek tek bireylerin bir sorumluluğu bulunamayacağıdır.
Ancak, toplumu ilgilendiren meseleler arasında sadece bireylerin eylemlerinin sonucu olarak değerlendirilebilecek, bireyleri aşan bir sebebi ya da kaynağı olmayan herhangi bir mesele var mıdır? Aslına bakılırsa, irdelendiği takdirde, bireysel meseleler dediğimiz meselelerin bile bireyleri aşan birtakım sebepleri olduğu görülür. Ama insanlar söz konusu olduğunda, sorunun salt bireysel eylemlerimizin sonucu olmadığını ve salt bireysel hareket şeklimizdeki bir değişikliğin sorunu ortadan kaldırmayacağını bilsek de, başkalarının ihlal etmememiz gereken sınırları olduğunu kabul eder, hayatımıza yön verir ve diğer insanlarla ilişkilenirken bu sınırları gözetmeye çalışırız. Sorunun salt bizim eylemlerimizden kaynaklanmıyor ve bizim hareket şeklimizi değiştirmemizle ortadan kalkmayacak olmasını başkalarının sınırlarını ihlal etmeyi meşrulaştırmak için bir gerekçe olarak ileri sürmeyiz. Bunun için Kantçılığımızı ilan etmeye de gerek görmeyiz. Navegan bir hayat yaşadığımızda söz konusu olan, onlara mal ve kaynak muamelesi ederek, hayvanların sınırlarını ihlal etmektir. Aynı kabulden hareket edersek; biz vegan olduğumuz takdirde de hayvanlar mal ve kaynak muamelesi görmeye devam edecekse bile, vegan olmamakla gerçekleştirdiğimiz sınır ihlalinin sorumluluğu yine bize aittir. Tıpkı, diğer insanların biz gözettiğimiz takdirde de başkaları tarafından ihlal edilecek sınırlarını ihlal edersek, bu ihlalin sorumluluğu bize ait olacağı gibi.